facebook twitter

Ormanlar ve Bitkiler

İğneada ormanları, uzayda dönüp duran uydulardan elde edilen fotoğraflarda, ülkemizin kuzey kıyıları boyunca uzanan ormanların arasında en yoğun yeşil örtü olarak görülür. Yağış rejiminin Doğu Karadeniz kesiminde çok daha yoğun olmasına rağmen, batının uzaydan görünüşünde yeşil çok daha fazladır.

Yıldız Dağları’nın orman yapısı, yüksek kesimlerde nemli orman ağaçlarını, kayınları, çınar yapraklı akçaağaçları barındırırken yükseltilerin düşmesiyle birlikte kuru orman niteliğine dönerek meşe türleri baskın hale gelir. Yükseltilerin daha da alçalması ve giderek tabanda düz arazi olarak longozlara dönüşmesi ile taban neminin yoğunluğu kayınların, gürgenlerin, dışbudakların, üvezlerin ve ikincil orman ağacı türlerinin yaygınlaşmasıyla çok daha zengin bir görünüm kazanır. Bu bölgede meşeler azalır. Hem yüksek nemli ormanda hem de longozda karaağaçlara da rastlanır. Daha küçük boylu ikincil orman ağaçları arasında kızılcıkları, muşmulaları, yabani erikleri sayabiliriz. Ağaç ve ağaççıklardan sonra gelen taban çalılıkları arasında mürverleri, yörede –karamuk- olarak bilinen böğürtlenleri, ahudutlarını, -çakal eriği- de denen güvemleri, köpek üzümlerini sayabiliriz. Ormangülleri yüksekteki nemli ormanda görülürler. Ahunun geyik olduğunu, ahudutunun da geyikdutu olduğunu biliyor musunuz?

Demirköy ilçesi civarında rastlanan kara ve sarıçam meşçereleri deneme amacıyla dikilen yapay orman parçalarıdır.

Nemli ve kuru ormanlar, sulak çayırlar, sazlıklar ve kıyı kumullarında görülen birkaç santim boyunda otlardan, çiçeklerden 35 m. boya ulaşan ağaçlara kadar bölgede 610 tür bitki sayabiliyoruz. Otsu bitkilerin arasında üç tür endemik bitkiyle birlikte uluslararası değerlere göre tehlike altında bulunan ve kırmızı listeye kaydedilen 4 tür bitki var.

Endemik bitkiler: Kilyos peygamber çiçeği (Centaurea kilea), Karadeniz salkımı (Silene sangaria), Sarıçiçekli hindibağ (Crepis macropus).

Kırmızı listedekiler: Mavi peygamber çiçeği (Centaurea arenaria), Kum zambağı (Pancratimum maritimum), Kum incisi (Aurinia uechtritziana), Deniz lahanası (Crambe maritima)

Sahil kesimi ormanlarında çok uzun yıllardan beri yapılan enerji ormanı işletmeciliği giderek meşelerin vasıflarını düşürmüş. 5 yıldan bu yana enerji odunu kesimi denen bu işletme tarzı odun enerjisine olan ihtiyacın azalması sonunda seyreltme kesimi usulüne döndürülerek yapılıyor. Bu usulde nispeten düzgün ağaçlar bırakılarak zaman içinde onların tohumlarından üreyecek daha sağlıklı bir orman yapısı oluşturulmak isteniyor. Makta kesimlerinde ağaç gövdeleri alınmakta ama dalları orman içinde bırakılarak yıllar içinde orman toprağına karışmaları ve toprağı zenginleştirmeleri bekleniyor. Son yıllarda ölü ağaçların ormanda kalmasının, ormanın hayatiyeti için çok önemli olduğu farkedildi. Bu konuda Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından yayınlanan Alper Çolak, Mehmet Tokcan ve Simay Karaca tarafından kaleme alınan “ Ölü Ağaç/Yaşayan Ölüler” isimli kitabı gözden geçirmek çok aydınlatıcı olur.

Sahil bölgesinin dışında yükseklere doğru uzanan ormanlarda kerestelik ağaç kesimi yapılır. Longozlarda zaten koruma statüsü olduğu için resmi kesim yapılmıyor ancak seyrek de olsa bazen yeni kesilmiş gövde kalıntıları göze çarpıyor. Yöre köylülerinin ormandan elde ettikleri gelirler kesim rejiminin değişmesi nedeniyle giderek azalırken alternatif gelir kaynaklarının geliştirilmesi için yönetimler tarafından hemen hiç çaba gösterilmemesi ormandan gelir bekleyenleri zorluyor.